CRAFT-01 “Craft Bira” Dedikleri Şey Tam Olarak Ne?
- Duygu Ay
- Dec 10
- 2 min read
Updated: 6 days ago
Tekel dolabının önündesin. Elin o yıllardır bildiğin, sarı, bol gazlı, fabrikasyon biraya doğru gidiyor...
Dur. Elini yavaşça geri çek. Şu an seni izleyen bir çift göz var. Evet, bizim kulübün kedisi Fermo, aklının bir yerlerinde belirdi, ve sana bu almak istediğin biraya, neden zaman, enerji ve para harcamaman gerektiği konusunda ilk dersini vermek için hazır.
"The Ferment 101"e, yani Şehrin Craft Okulu'na hoş geldin. Burası sıkıcı derslerin verildiği bir yer değil. Burası, "Bira dediğin sarı olur" ezberini bozmayı kafaya koyduğumuz yer.
Peki, herkesin dilindeki bu "Craft Bira" (el emeği, geleneksel yapım bira) tam olarak nedir? Biradan daha fazlasını beklemenin hiç sorgulanmadığı hayatımızda gereksiz bir detay mı, sadece pahalı bir etiket mi, nedir yahu bu Craft Bira?
Hadi ilk dersimize başlayalım, craft bira dünyasına ilk adımımızı atalım.

Hadi artık şu "Fabrika Ayarlarımızı" bozalım ve fabrikadan gelme ucuz biralara hayır diyelim.
Endüstriyel bira "hızı" ve "aynılığı" sever. Dünyanın her yerinde tadı aynı olsun ister. Craft ise bu düzenin içine çomak sokmaktır. Craft üreticisi için amaç milyonlarca litre üretmek değil; belki az üretmek, ama ürettiği biranın her damlasına karakter katmaktır. Fabrikasyon bir sunta masa ile el oyması bir ceviz masa arasındaki fark neyse, içtiğin biradaki fark da odur.
Bir maliyet meselesi değil bizimkisi, açık ara farkla kazanılan bir lezzet challange...
Ticari devler için kural basittir: Maliyeti düşür. Kurumsal ol. Daha çok kar et. Daha çok sat. Daha ucuz ol, yayıl. Size de çok tanıdık gelmiyor mu? Eminim siz de bu dünyanın nasıl döndüğünü az çok tahmin ediyorsunuzdur. Şehrin Craft dünyasında (yani bizim okulda) kural tam tersidir: Lezzeti patlat. Bu yüzden craft bira üreticileri, en taze şerbetçiotunu kovalar, en kaliteli maltı taşır. En yaratıcı, ve en değişiği denerken, kocaman bir yelpazeye yayılan lezzet skalasını craft biracılar zorlar. Damakları şaşırtır, ancak kaliteyi her zaman en üst seviyede tutmaya çalışır.
Craft biran bazen kusurları olan bir güzellik gibi gözükebilir; ancak ne bulanıklık, ne tortu sizi korkutmasın dostlar, bunlar craft’ın güzellikleridir.
Endüstriyel ürünler cam gibidir, pürüzsüzdür. Craft bira ise "yaşayan" bir şeydir. Bazen bardağında tortu görürsün, bazen rengi bulanıktır (buna "hazy" deriz ve aslında bizler buna bayılırız). O bulanıklık hata değil, lezzetin ta kendisidir. Filtrelenmemiş, pastörize edilmemiş, yani ruhu çekilmemiştir, kendisini yenileyen, yaşayan bir bira ile çok daha fazlasını alırsınız bünyenize. (bu konuyu bir başka derste derinlemesine işleyeceğiz)
“Peki bütün bunlar bana ne ifade etmeli?” diye soruyorsan eğer,
İnanın bana, hayat sadece "idare eder", içeyim de bira içeyim işte al sana bira. Bu da “bira” demek için fazla değerli. Siz daha iyisini hak ediyorsunuz. Çünkü henüz bu ilk dersimizde craft birayı yeni yeni tanımaya başladık ve daha konunun çok başındayız.
Burası The Ferment 101. Bu blogda markaları, reklamları veya piyasada olan biteni konuşmayacağız. Biz işin mutfağındayız. Mayanın o sihirli dansından, evde kendi "iksirini" kaynatmanın keyfine kadar her şey burada, bizim için olacak.
Burası senin laboratuvarın, burası senin yaramaz okulun, ve belki de sınıf arkadaşların olacak.
Fermo izliyor. O dolabın kapağını aç ve bu sefer farklı, cesur bir şeye uzan.
Ders başladı.



Comments